Sevdiğimiz bir insan bizim dünyamızdan ayrılınca gönlümüze bir perişanlıktır çöküverir, kendi kendimize: "Bir daha göremeyeceğim o yüzü... Bir daha işitemeyeceğim o sesi..." deyip deyip içleniriz. Öyle ki ölümden de öte kavuşmalar hayal ederek avunsak bile durmuş bir kalbin tekrar vurmayacağını düşündüğümüz için yaramızı onulmaz sanırız. Bir süre sonra her derdin devasını bulan günler onun da şifasını getirir. Birdenbire ölümün anlamı gözümüzde kaybolur, o sevdiğimiz insan gerçek hayattan daha kuvvetli, sanki daha gerçek bir hayatla anılarımızda yaşamaya başlar. Kısacası hiçbir şey kendinden önce olmuşları büsbütün silemez, olmamış edemez. Ölüm de insanı yok edemez.
Yukarıdaki parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
Ölüm, mutlak bir sonsuzluktur.
Sevdiğimiz birini kaybettiğimizde onu bir daha göremeyeceğimiz duygusu canımızı çok acıtır.
Ölüm sevdiklerimizi yok edemez.
Hissedilen ölüm acısı zaman geçtikçe hafifler.
Kaybettiğimiz sevdiklerimizi zamanla daha bir gerçekmiş gibi anılarımızda yaşatırız.